31 Ekim 2008 Cuma

Hansel&Gretel Masalındaki Ev

Çocukluğumda en sevdiğim masallardan biri de Hansel&Gretel idi. Masaldaki cadının çikolata ve şekerlemeden olan evini hayalimde canlandırmaya çalışırdım. Her masal kitabında başka türlü resmedilirdi bu ev. Yıllar sonra hediyelik eşya satan bir dükkanda evin teneke kutusunu gördüğümde çok mutlu olmuş, hemen almıştım. Kesinlikle ev böyle olmalıydı, tıpkı hayallerimdeki gibi rengarenk...
Geçenlerde Ikea'ya gittiğimizde cadının evinin zencefilli bisküviden setini gördüm, Dila'da hemen tanıdı 'Anne, cadının evinden alalım' dedi. Kutu bir süre Sena'nın elinde kaldığından mıdır, yoksa başka sebeblerden mi bilmem, açtığımızda bisküvilerin bir kısmı kırık çıktı. Yine de yapmaya çalıştık ama sonuç hüsranla sonuçlandı.
Dün de Metro'ya gittiğimizde bu sefer de Schwartau firmasının cadı evi setini alalım dedik, bu setin süsleri de içinde idi. Bugün Dila ile giriştik evi yapmaya. Parçaları yapıştırmak için de bu sefer Zuckerguss denilen ve yumurtanın akı ile pudra şekerinden oluşan karışımı kullandık.

Evin parçalarını birleştirdikten sonra süsleme işini Dila yaptı.


Süsleme de bitince evimiz böyle oldu...

26 Ekim 2008 Pazar

Görlitzer Park

Bu pazar uzaklara gitmeyip Kreuzberg'deki Görlitzer Park'ı ziyaret ettik. Fırsat bu fırsat Sena'nın evde fazlacana ilgilenmediği kırmızı arabasını da yanımıza aldık. Senamız henüz yürümeye başlamadığı için dışarda özgürce araba bisikletine binmeyi çok sevdi...

Dila da pedalsız bisikletini parka götürmek istedi.

Parkın içinde mini bir çiftlik var. Çiftlikte tavşan, domuz, tavuk, horoz, ördek, kaz, hindi, eşek, koyun ve keçi var(hepsini yazdım galiba). Sena kazlara bakmayı çok sevdi, ayrılmak istemedi.

Çiftlikteki hayvanların bazılarına yem vermek serbest. Dila yanımızda getirdiğimiz çiğ makarnalardan bu melül melül bakan koyuna da vermek istedi ama makarna koyunlarda karın ağrısı yapıyormuş( bunu da orda asılı tabeladan öğrendik).

23 Ekim 2008 Perşembe

Dila'nın Anaokulu ile Bockwindmühle Gezisi

Bugün Dila'nın anaokulu ile Berlin'in Marzahn ilçesinde bulunan Bockwindmühle'ye gittik. Bockwindmühle bir yel değirmeni cinsinin ismi imiş, şehrin ortasında 15 yıllık geçmişi olan bir yel değirmeni. Adamlar tutmuşlar o arsaya bina dikeceklerine yel değirmeni inşa etmişler, etrafını da park yapmışlar.
Dila'ların anaokulu grubu 15 kişi, öğretmenleri çocukları tek başına götüremeyeceği için velilerden bir kişi gelebilir demişti. Ben de gönüllü oldum bu geziye katılmaya. Sabah 9'da düştük yollara, önce trene ardından tramvaya bindik. Her biniş ve inişde de çocukları koyun misali saydık. Bugün 11 çocuk vardı da iş biraz daha kolay oldu sanırım.
Değirmeni gezdirmek için bir görevli geldi, merdivenlerden çıkarak değirmenin içine girdik.
Değirmenci bay Wolf çocuklara yel değirmeninin nasıl çalıştığını, ne işe yaradığını onların anlayacağı dille anlattı.Daha sonra dışarı çıktık, burada da çocuklar el değirmeni ile buğday öğüttüler, öğüttüklerini de elediler... Dila bu işi çok sevdi. Buğday tanesinin un olabilmesi için nasıl aşamalardan geçmesi gerektiğini öğrendi.
Gezimiz yaklaşık 1 saat sürdü, dönüş yolunda hepsi yorgun görünüyordu...
Bu fotoğrafı da Ostkreuz tren istasyonumuzdan çektim, yenileme çalışmaları dahilinde istasyonun üst geçitlerini yıkıyorlar. İnşaat taaaa 2016'ya kadar sürecekmiş.


Bu da mahallemize gelen sonbaharın resmi...

19 Ekim 2008 Pazar

Kabak Zamanı


Buschmann&Winkelmann çiftliğine 3. gidişimiz, en son Haziran ayında Yeşimler Berlin'de iken çilek toplamaya gitmiştik. Şimdi ise kabak zamanı, her yer farklı büyüklük ve renkteki kabaklarla dolu. Hatta kabaklardan oluşan bir kabak sergisi bile yapmışlardı. Bu küçük kabaklar dekorasyon amaçlı olarak satılıyordu, tanesi 49 cent.
İsteyen de aldığı kabakları oyup, süslüyordu.Pazar kısmı birçok farklı standtan oluşuyordu...Bu kadar süslü sarımsak ve soğan görmemiştim.

Çiftliğin restorant kısmında kabak teması hakimdi. Fakat kabak çorbasına bir tür domuz pastırması kattıkları için deneyemedik. Ama kabak çekirdekli tarttan denedik.Market kısmında ise kendi üretimleri olan birçok ürün satılıyor. Kabak reçeli, kabak likörü, kabaklı hardal ve daha neler neler...Ağaçların arasına ilginç bir tırmanma parkuru kurmuşlardı. Dila çok heveslendi ama en az 130 cm boyunda olmak gerekiyormuş. Doğrusu benim gözüm pek kesmedi.




Çiftlik Aralık ayı sonuna kadar açıkmış, yeni sezon Nisan başında başlıyacakmış...

18 Ekim 2008 Cumartesi

Teknolojinin Gözü Kör Olsun

Dün posta kutumuzdan çıkan bir broşür bana bu cümleyi kurdurttu. Acaba mektup pulları artık tarih mi olacak diye düşündüm. Alman posta şirketi Deutsche Post'un yeni bir hizmeti olan 'Handyporto' pulun pabucunu dama atıyor galiba. Diyelim ki mektup göndereceksiniz ve evinizde pulunuz yok, postaneye gitmeye de vaktiniz yok. Hemen 22122'ye 'Brief(Mektup)' yazıp kısa mesaj atacakmışsınız. Cevap olarak 12 haneli bir numara gelecekmiş. İşte bu numarayı zarfın üst sol köşesine (yani pulun yerine) yazınca mektubunuz posta kutusuna atılmaya hazır olacakmış. Tabii bu hizmet ücretli, standart mektup için 95 cent imiş. Normalde Almanya içi standart mektup için pul ücreti 55 cent.

12 Ekim 2008 Pazar

Dubai'de Son Günümüz

Bugün Dubai'de son günümüz.O kadar AVM gezdik şu piramit şeklindeki Wafi Mall'u da bir görelim diyoruz. Park yerindeki arabalardan buranın diğer AVM'lerinden daha lüks olduğu belli. Aslında bu kanıya arabaların markasından değil, plakalarından varıyoruz. Çünkü standart 5 rakamlı plakaların yanı sıra zor bulunan 3 ve 2 rakamlı plakalara ilk kez buranın otoparkında rastladım. Barbaros'un dediğine göre insanlar bu az rakamlı plakalar için yüklüce bir ücret ödüyorlarmış, ne sektör ama!


Tahminlerimizde yanılmıyoruz, mağazalar epey lüks. Bu taş işlemeli çerçeveli ayna favorim.



Wafi'de fazla oyalanmadık. Buradan tekrar Emirates of the Mall'e giderek biraz geziyoruz. Eve geldiğimizde güneş batmıştı, balkondan manzaraya doyum olmuyordu. Bir de inşaatların gürültüsü olmasa.



Uçağımız 02:45'de kalkacağından daha vaktimiz vardı. Sheikh Zayed Road üzerinde bulunan Time Square'a(yine bir AVM) götürüyor Barbaros bizi. Buradaki ChillOut Bar'a giriyoruz. İçerisi -6 derece, girişte ayakkabıdan eldivene kadar veriyorlar. Hemen hemen herşeyin buzdan olduğu bara giriş ücretli. Dışarısı 30 küsürlerde iken içerde -6'da donmak ilginç bir duygu... Ama içerde fazla kalmadık, burada çalışmak istemezdim diye düşündüm.




Dubai'ye veda ederken Burj Dubai'ye gitmeye çalışıyoruz ama ay sonunda açılacağını öğreniyoruz. Bu arada dünyanın en büyük AVM olacak olan(1200 mağaza) Dubai Mall'in de inşaatı gece bile devam etmekte.

Alanda bavulları verip içeri giriyoruz, gerçektende Free Shop'ları epey büyükmüş, kasaların önünde kuyruklar var. Fiyatlar şimdiye kadar gördüğüm Free Shoplara göre gerçektende uygun. Ürünler fazla ilgimi çekmiyor, klasik Free Shop ürünleri. Sadece farklı olarak çılgın develi anahtarlık ve magnetlerden alıyorum, bunlardan iç piyasada bulamamıştım.


Notlar:

  • AVM'lerinin içinde Tourist Information bulmak mümkün.
  • Çölde safari yapılabilir. Biz Bab Al Shams'a gittik diye safariye katılmadık. Tourist Information'da Vienna Tourism isimli bir firmanın broşüründen aldım. 6 saat süren yemekli çöl safarisinin ücreti 160 Dirhem.
  • Şehrin önemli yerlerini gezdiren çift katlı turist otobüsleri mevcut. Bilet ücreti 200 Dirhem, internet sayfaları www.bigbustours.com
  • AVM'leri genelde Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri 10:00-24:00 saatlerinde açık. Diğer günler ise 10:00-22:00.
  • 2009 sonbaharında Legoland, Universal Stüdyoları ve birçok eğlence parkı Dubailand'da açılacak. Dubai, epey eğlenceli bir şehir olacağa benziyor.
  • Dubai şu an kocaman bir şantiye görünümünde, metro inşaatı da hızla devam ediyor.
  • Birleşik Arap Emirlikleri halkı yani yerli halk pek ortalıkta görünmüyor. Zaten Dubai nüfusunun yaklaşık %80'nini yabancılar oluşturmakta imiş.
  • Hindistan, Çin ve Endonezya gibi ülkelerden insanlar buraya çalışmaya geliyorlar. Çok düşük ücretlerle çalıştıklarından hizmet sektöründe sıkça karşılaşmak mümkün. İşe alınırken belli bir İngilizce seviyesi bile aranmıyormuş ya da otelde çalışacaksa otelcilik eğitimi alıp almadığı şartı aranmaksızın işe alınıyorlarmış. Bence bu yüzden 5 yıldızlı otellerde bile iyi bir servis kalitesi yok. Garson yemek siparişinizi alırken elini sandalyenize dayayabiliyor mesela.
  • Lüks AVM tuvaletlerinde kağıt havlu yerine bildiğimiz havluların kullanılmasını ilginç buldum. Hatta bazı restorantlarda sizi kolonyalı havlularla karşılıyorlar.
  • Creek Park çocuklu aileler için gezilebilecek hoş bir mekan. İçinde 4 kişilik araba bisikletlerle gezmek mümkün.
  • Dubai Alışveriş Festivali sırasında cazip indirimler söz konusu imiş. Bizim gittiğimiz zaman indirim olmadığından fiyatlar Berlin ya da İstanbul ile aynı gibi geldi.
  • Yok, ben bu şehrin ruhunu hissedemedim, herhalde sokaklarında gezemediğim için birşey anlamadım. Ya da belki de kendilerine özgü fazla birşeyleri olmadığı için.
  • Kışın soğuk ve kapalı havadan sıkılınca şöyle bir ısınmak için ideal bir şehir.

ÖZEL NOT:

Bizi evinde en güzel şekiklde ağırlayan ve vaktini ayırarak bize Dubai'yi tanıtan can dostumuz Barbaros'a tekrardan çok teşekkür ediyoruz.

11 Ekim 2008 Cumartesi

Dubai 5. Gün

Bugün Barbaros bizi Dubai'den 45 dakika uzaklıktaki Bab Al Shams Desert Resort'a götürüyor. Yine Jumeirah gruba ait olan bu otel çölde bulunuyor.
Yolculuk öncesi yolumuzun üzerindeki Festival Center'a uğruyoruz. Burası da epey büyük bir AVM. Dubai'de hayat resmen oteller ve AVM'leri arasında geçiyor. İklimin sıcak olmasından mıdır nedir şöyle üzerinde mağazalar olan, gezebileceğiniz büyük bir caddesi yok ya da biz bulamadık. Böyle olunca da şehrin ruhunu fazla hissedemiyor insan.

Çoğu AVM'inde bu şirin develere ve hediyeliklere rastlamak mümkün. Bab Al Shams'a varınca kendimizi hemen havuz atıyoruz, hava epey sıcak. Çöl ortasında havuza girmek epey keyifli oluyor. Tesis çok güzel. Yemyeşil çimenlerde volyebol ya da golf oynanabiliyor. Öğlen açık büfe yemek saat 16'ya kadar sürüyor. Yemekleri çok lezzetli idi, özellikle mangalda pişirilen tatlı patatese bayıldım. Dubai'ye yolu düşenler otelde kalmasalar da çölde havuz keyfi için bu otele mutlaka uğramalılar.

Akşamüstü saatlerinde şahin gösterisi başlıyor, isteyenlerde deveye binebiliyor.



Otelin çöldeki restorantı...
Akşam havuz manzarası