26 Aralık 2008 Cuma
Evvelsi Gün ve Dün
Sena kuzenleri Berkay ve Meral'in taktığı çıngıraklı şapkayı çok sevdi, evin içinde kuzu misali dolandı. Dün de babaanne ve dedemizi Şevki Amcaların evinden alıp Charlottenburg Sarayı önünde kurulan Noel pazarına gittik ama hava 0 derece olunca pek gezemeden evimize geldik...
22 Aralık 2008 Pazartesi
Coca Cola Noel Tırı
Coca Cola tırları görünmeye başladı. Her birinin içinde farklı aktiviteler vardı, kimisinde fotoğraf çekiliyordu, kimisinde Coca Cola ürünleri satılıyordu, kimisinde de çocuklar için el işi aktviteleri düzenlenmişti. Ama maalesef biz orada iken bunların hiçbiri başlamamıştı. Meğerse saat 2'de başlayacakmış tüm etkinlikler.
Siegessäule tarafına yaklaşınca etrafın çevrili olduğunu gördük.İçeri alırken insanların üzerini arıyorlardı. Ben turist Ömer misali fotoğraf makinem ile gezdiğimden güvenlik görevlisi bu alana fotoğraf makinesi sokmanın yasak olduğunu söyledi. Bu devirde böyle anlamsız bir yasak, ne mantıkla kimler tarafından alınmış doğrusu çok merak ettim, Cep telefonlarının bile süper fotoğraf çektiği bu devirde sanki o bölgede devlet sırrı saklı imiş gibi fotoğraf makinesi ve video kamera almıyorlardı.Dolayısıyla içeri giremedik.
Dönüşte krep yedik, Sena ilk kez tattığı Nutella'lı krepi çok beğendi.
17 Aralık 2008 Çarşamba
Noel Baba
Senamız da ablasının sınıfındaki oyuncakları pek bir merakla inceledi, arada bir de sahneye atladı.
Eve gitme vakti gelmişti ama Sena ayrılmak istemedi. Dila'nın aklına ise Noel Baba'nın ne ile okula geldiği ve diğer sınıflara da hediye verip vermediği takıldı...
9 Aralık 2008 Salı
Alba Berlin-Fenerbahçe Basketbol Maçı
Takımımız ısınmaya başladı.
Ardından oyuncular sırayla anons edildi.
İlk basketi biz attık ve ilk yarıyı da önde kapadık.
Keyfimize diyecek yoktu.
Dila her ne kadar yüksek sesten başım ağrıdı dese de müziğe dayanamadı ve dans bile etti arada. Ne oldu ise 2. yarı oldu ve maalesef yenildik. Ballı Alba Berlin, n'olcak!8 Aralık 2008 Pazartesi
7 Aralık 2008 Pazar
Potsdamer Platz/Sony Center
Potsdamer Platz'da kurulan Noel panayırında çocuklar için fazla etkinlik yoktu, sadece dönen salıncak vardı. Bir de kayak pisti. Dila önce salıncağa bindi, Sena'nın uykusu geldiğinden midir nedir salıncağa fazla ilgi göstermedi.
Uzun kuyruğa rağmen Şanser ve Dila şişme tekerlekler üzerinde kayak pistinden de kaydılar. Daha sonra yolun karşısında yer alan Sony Center'a geçtik. Orayı da çok güzel süslemişlerdi.
Lego Discovery Center da Sony Center'da bulunduğundan onlar da süslemelere legolar ile katılmışlardı.
6 Aralık 2008 Cumartesi
Schneewittchen und Sieben Zwerge
Neyse en sonunda tiyatronun oynanacağı salona vardık. Yerimiz gayet güzeldi, 2. sırada oturduk. Galiba Dila ilk kez Almanca bir oyun izlemiş oldu. Daha önce anaokulu ile birlikte gittikleri kukla tiyatrosunu saymassak tabii. Oyunda müzik de olduğundan pek sıkılmadı. Ama ne müzik, önde oturduğumuzdan mı böyle boğuk ve kötü geliyordu anlamadım. Nerde en son AKM'de gittiğimiz Heidi isimli oyunun müziği, nerde bu!
Velhasılı güzel sayılabilecek bir oyun izledik.
Bir de bugün 'Nikolaustag' idi. Yok ben hala Weihnachtsmann ile Nikolaus arasındaki ilişkiyi çözemedim. Şimdi bu Nikolaus da kırmızı giysili ve beyaz sakallı tonton bir amca. Ama 6 Aralık'ta geliyor ve uslu çocukların ayakkabılarının içine çikolata, şekerleme ya da hediyeler koyuyor. Almanca Wikipedi'de Nikolaus'un Türkiye'de Noel Baba ismi ile tanındığı yazıyor. Ve bir zamanlar Antalya'nın Kale ilçesinde yaşamış bir aziz olduğundan bahsediliyor. Diğer tarafta ise Almanya'da Noel gecesi gelen kırmızı giysili amcaya da Weihnachtsmann deniliyor. Bu işte bir karışıklık var ama...
30 Kasım 2008 Pazar
Weihnachtsmarkt(Noel Pazarı)
24 Kasım itibarı ile Berlin'deki tüm Noel Pazarları açıldı. Aslında pazardan ziyade panayır demek daha doğru olur sanırım. Çünkü lunapark, şans oyunları, içecek, yiyecek ve ufak tefek hediyelik eşyalar tarzı standlardan oluşuyor bu pazarlar. Biz de bu haftasonu Alexa AVM'nin etrafında kurulan panayıra gittik.
Dila, en sevdiği arabalarla açılışı yaptı. Ardından bu dönen salıncaklara binmek istedi. Çocuklar binmiyor, hem ne kadar yükseğe çıkıyor diyerek ikna ettik.
Çikolata kaplı meyva şişleri hoş görünüyordu. Dev mangallarda pişirilen 1/2 metrelik sosislerin kokusu her tarafa yayılmıştı ama tabii ki domuz etindendi.
Yine Noel panayırlarının klasiklerinden olan Glühwein(çeşitli baharatlarla pişirilen sıcak şarap) standları. Bizim favorimiz ise karamelize kavrulmuş badem.
Geçen sene çocuklarla birlikte dönme dolaba binme çılgınlığını gerçekleştirmiş ve yükseldikçe rüzgarın etkisi ile hem sallanmaya hem de üşümeye başlamıştık. Bu sene aynı cesareti! gösteremedik.Fenerlerle süslenmiş bu kısım çok güzeldi.Maalesef Senamız da ablasını izlemekle yetindi. Onun yaşına uygın bir aktivite yoktu.
Derken çıkışa doğru bulduğumuz bu arabalara bindirdik Senamızı da. O kadar çok sevdi ki; ilk turun sonunda direksiyona sımsıkı sarıldığından indiremedik. Derken ablası ile birlikte bir tur daha attılar.