Oteldeki sıkı bir kahvaltının ardından bugünkü turumuza başlıyoruz. Aslında sabah kahvaltısını katmerle yapmak niyetindeydik ama Revna faktörü ağır bastı, onun da katılabileceği bir otel kahvaltısı yaptık.
Mütercim Asım Caddesinden yürüyerek ilerliyoruz. İlk hedefimiz Bakırcılar Çarşısı.
Çarşıda bakır ürünleri ağırlıkta, ustaları çalışırken görmek mümkün. Metal sesleri arasında çarşıyı gezmek çok hoş.
Yürüyerek Bayazhan'a gidelim diyoruz. Gaziantep'e gitmeden önce bebek arabası ile rahat gezebilir miyiz diye endişelerim vardı ama İstanbul kaldırımlarından daha rahat gezdik diyebilirim.
Bayazhan Kent Müzesine giriyoruz. Müze 1. katta ve bebek arabası ile merdivenleri çıkmak epey zor oldu, sadece burada zorlandık. Ama müzeyi çok beğendik. Girişte verdikleri kulaklıklar sayesinde yaklaştığınız obje ile ilgili olarak anlatım başlıyor.
Bayazhan Kent Müzesi
Müzeden çıkınca Bayazhan'ın avlusuna geçtik. Avlu kenarında birçok mağaza mevcut, hepsi de Gaziantep'e özgü el emeği göz nuru ürünleri satıyorlar.
Bu avluda oturup içimizi ısıtan pırıl pırıl güneş ve güzel bir müzik eşliğinde çaylarımızı içtik, Revna'nın mamasını yedirdik.
Atatürk Bulvarı
Doğaçlama gezerken bir vitrinde katmer gördük. Dükkana girince katmer yemek istediğimizi söyledik, meğerse saati geçmiş yani sadece sabahları pişiriyorlarmış, vitrindeki soğukmuş. Biz o şekilde de yiyebileceğimizi söyledik ve acazip lezzetli ve bir o kadar da hafif olan katmeri yeme şerefine nail olduk. Bu arada sonradan tabelaya bakınca buranın Katmerci Murat olduğunu öğrendik.
Lezzet turuna devam, sırada Halil Usta var. Buraya gidenler söylemişlerdi erken gidin diye ama biz saat 2'ye doğru varabildik. Öcükoğlu Sokakda bulunan Halil Usta'nın yeri hakikatende sokak arasında oldukça sade bir yer. Meğer söyleneni dikkate almalı imişiz, sadece fotoğraftaki bu yemeği yemekle yetindik. İdeal saat 11-12 arası imiş.
Ardından Arkeoloji Müzesi. Ama bizde bir hayal kırıklığı çünkü müze taşınıyormuş, mozaikler başta olmak üzere çoğu eser paketlenmiş durumda idi. Şansımıza Çingene Kız mozaiğini görebildik.
Yine Zeugma Antik Şehrini kurtarma çalışmalarında ortaya çıkan Mars heykeli onca dağınıklığın ortasında göze çarpıyordu.
Müzede bir mağaza ve kafe de mevcut.
Akşam Şirehan'da bulunan Sahan'a gittik ama ben yemekleri pek beğenmedim. Ne de olsa açılışı daha lezzetlileri ile yapmıştık. Fakat dekorasyonu tam not aldı...