Sırada hemen su kulesinin arka caddesinde bulunan ve araç trafiğine kapalı olan Kongensgade var. Bu cadde sanırım Danimarka'nın en uzun alışveriş caddesi imiş.
Caddenin açıldığı meydanda bit pazarı kurulmuştu, şöyle bir geziverdik.
Tekrar caddedeyiz. Seyyar kafe çok hoşuma gitti.
Instagram sayesinde varlığından haberdar olduğum TIGER mağazasıyla Berlin'de tanışmıştık. Danimarka menşeyli bu mağazalar zinciri tam benlik, ıvır zıvır ne ararsanız var. Ama bu ıvır zıvırlar hayata renk veriyor.
Tekrar yola koyuluyoruz. Hedef Saeddingstrand, sahildeki bu dev adam heykelleri bizi karşılıyor.
Hiç de 9 metrelik gibi görünmüyorlar, çocuklar kumla oynamanın derdinde.
Sahil insanın içini açıyor, deniz havası iyi geldi.
Ve az sonra gel-git olayı ile hayatımızda ilk kez karşılaşıyoruz. Birkaç dakika öncesine kadar denizin içinde olan bu taş parçası suların çekilmesiyle artık sahilde...
Menschen am Meer yani denizdeki insanlar hoş bir atmosfer veriyor sahile...
Sahil yolu boyunca birbirinden güzel evler var...