30 Haziran 2008 Pazartesi

Gece Yola Çıkıyoruz

Giresun günleri sona erdi, gece Altınoluk'a dogru yola çıkacağız. Bugünü civarda gezinti yaparak geçirdik.
Murat'ın çektiği fotoğraflardan
Şanser fındık bahçesinde
Çotanak

Ve yine bavul hazırlama...

29 Haziran 2008 Pazar

Evde

Sena'nın iştahsızlığı bugün de devam ediyor, pütürlü gıdaları yemesine rağmen bu aralar reddediyor. Şanser ve Dila denize gittiler. Ben, Sena ile evde kaldım. Güle güle oturuna gelenler oldu.
Bizimkiler geldiler, denize girememişler.
Gece çok yağmur yağdı...

Düzköy'den birkaç fotoğraf

28 Haziran 2008 Cumartesi

Güzel Bir Gün

Evin açılış yemeği bugün oldu. Vesile Hala, Emel Abla ve Yücel Abla geldiler.

Şanser,ben, çocuklar ve Murat hariç bu masada bulunanların bir şekilde 'Baba Evi'ne ait anıları var.Vesile Hala, Kamil Baba ve Şenol Abi bu evde doğmuş. Emel ve Yücel Ablanın çocuklukları bu evde geçmiş... Evin tekrar yaşadığını görmek, birlikte mutfağında yemek yemek hepsini çok mutlu etti ve duygulandırdı.



Yemekten sonra biz Giresun gezimize kaldığımız yerden devam ettik. Giresun Müzesi bugünkü hedefimiz. 18. yüzyılda inşa edilen ve Gogora Kilisesi olarak bilinen bu bina şu an müze olarak kullanılıyor.

Sena'nın Bergama Müzesinden sonraki ikinci müze gezisi oldu.
Müzenin arka bahçesinde bulunan mahzenin bir zamanlar kaleye doğru bir çıkışı varmış.

Müzeden çıkıp Sokakbaşı'na doğru yürüyoruz.


Sokakbaşı'ndaki bu köşkte bir zamanlar Vesile Halalar oturmuş, Şenol Abi'de çocukluğundan hatırlıyor... Biz de evin merdivenlerinde bir hatıra fotoğrafı çektirdik.

Güner Hala'nın oğlu Mehmet Abiler bu akşam bizi yemeğe davet etmişlerdi, onlara doğru yola çıkıyoruz. Evlerinin manzarası çok hoşumuza gitti.

27 Haziran 2008 Cuma

Espiye'de Pide Yenir / Trabzon


Dila, bakkala gitme olayını çok sevdi, tabii hayatında ilk kez bakkala gidiyor. Artık şehirlerde insan korkuyor küçük çocuğu bakkala göndermeye, bir de Berlin'de zaten böyle bir olay yok. Oysa bizim çocukluğumuz ve hatta gençliğimiz bakkala gitmelerle doludur. Herkesin mutlaka çocukluğundaki hatıralarına kazınan bir 'Bakkal Amca'sı vardır. Feneryolu'ndaki evimizde otururken bakkalımız aynı binada idi, Göztepe'ye taşınınca apartmanımızın karşısında bir bakkalımız vardı. 12 yaşındandaydım ve yeni bir bakkala alışmak zor gelmişti ilk alışverişimde...

Dila ise onun tabiri ile 'Bakkalcı Amca'sı ile 4 yaşında tanıştı. İlk başta çekindi ama alışınca, 'Anne, baba, ben bakkalcı amcaya gidiyorum'lar artmaya başladı. Bir de içinden dövme çıkan lolipopları keşfettiki her tarafı dövme oldu.


Bugün de evden çıkmamız öğleni buluyor. Canımız güzel bir pide yemek istiyor, Espiye'ye doğru yola çıkıyoruz. Hedef Park Pide Salonu, hemen Giresun-Trabzon yolu üzerinde. Biz pideleri beklerken Dila parkta oynuyor, Sena Hanım da yanımızda takılıyor.



Pideleri en az görüntüsü kadar lezzetli idi.


Trabzon'a gidelim mi gitmeyelim mi kararsızdık, Murat ve benim oylarımla gitmeye karar verdik.


Trabzon bir kalabalık bir kalabalık, araba parketmeye zor yer bulduk. Neresini gezelim derken çarşısında bulduk kendimizi.Almak istediğimiz minik bakırlardan da aldık en sonunda. Bedesten'i(tarihi küçük bir kapalı çarşı) de görmeden etmedik.

Dönüş yolunda güneşin batışında Giresun Adası(Karadeniz'in tek adası) görülmeye değerdi...

26 Haziran 2008 Perşembe

Dila ile Turistik Gezimiz

Öğlen Giresun'a gideceğiz, Şanser bizimle gelemiyecek. Ben kafaya taktım, daha önceki Giresun gezimizde göremediğim Kazancılar Yokuşunu(Bakırcılar Çarşısı) göreceğim.


Düzköy Yolunda...

Dila ve beni şehir merkezinde bırakıyorlar, ayrı takılacağız bugün. Kamil Baba, Bakırcılar Çarşısında pek dükkan kalmadığını söyledi. Bir umutla düştüm yollara, oysaki Giresun'un gezi rehberlerinde Bakırcılar Çarşısını görmeden gelme diyordu...Sora sora Bağdat bulunurmuş. Dila ile tesadüfen Şensoy ve Saatçi Sokağını bulduk, Kazancılar Yokuşunu ararken. Bugün Sena'ya babaannesi bakıyor, bakalım onların günü nasıl geçecek?

,

Ve işte Kazancılar Yokuşu'nun başlangıcı, bakırla ilgili pek mağaza göremiyorum ama...

Ve işte kalan tek tük dükkanlardan biri, Dila ile hemen giriyoruz. Giresun'a özgü meşhur büyük tavalardan ve tava kapaklarından alıyoruz. Kapakların özelliği düz olmaları, mesela böreği ters düz ederken şekli bozulmuyor bu sayede. Aradığım minyatür bakır tencerelerden bulamıyorum, Trabzon'da bulabileceğimi söylüyorlar.

Dila ile Gazi Caddesine doğru yürüyoruz, bizimkilerle orada buluşacağız. Dila'nın saçlarını da kestiriyoruz beklerken, sıcaklarda uzun saç zor oldu.

Sena durmamış, ağlıyormuş, apar topar Düzköy'e dönüyoruz.

25 Haziran 2008 Çarşamba

Kümbet Yaylasında Bir Gün

Bugün planda yayla gezisi var. Tansu Şensoy'larla Kümbet Yaylasında buluşacağız. Bize Dereli Köyü üzerinden daha rahat gideceğimizi söylediler, hakikatende yolun büyük bir kısmı asfaltlanmış. Tabii bunda yakın bir tarihte açılışı gerçekleşecek Koçkayası Tesislerinin payı büyük.
Kümbet Yaylasında, Aymaç Mesire Yerinde piknik yapmaya karar veriyoruz.
Dün akşamki mangal olayına bugünde kaldığımız yerden devam. Kalabalığa 2 mangal ancak yetti.


Dila yaylada 'Heidi' gibiydi.
Kızımıza bir de yerel kıyafet alınca 'Yerli Heidi' oldu, sanırım herkesin ona bakmasından biraz utandı.
Yayla keyfine horonla devam...
Yıllardan beri Koçkayası Tesislerini merak eder dururum, internette de yıllar sonra nihayet açılışının yapıldığı haberini okuyunca buralara kadar gelmişken bir görelim istedim. Bir ara tesisin Orman İşletmesi tarafından işletileceğini duymuştum. Ama Albayrak'lar satın almışlar.
Bu tesislere Kümbet'den sonra varılıyor.


Tesislerden kuşbakışı bir görünüm...

Yıllardan beri merak et, açıldı diye sevin, taaaa yaylalara kadar çık ve gidince gör ki henüz açılmamış ve içeri bile almıyorlar. Ben de fotoğraflarını çekmekle yetindim.

Kısmet değilmiş, yola çıkma zamanı. Akşam yemeğine Tansu Özbay'lara davetliyiz, fazla geç kalmamalıyız.

24 Haziran 2008 Salı

Eve Yerleşiyoruz

Güne güzel bir kahvaltı ile başlıyoruz, 2 gün üst üste yapılan yolculuklar hepimizi yormuş.
Kahvaltıdan sonra şehir merkezine doğru yola çıkıyoruz, hem ziyaret hem ticaret, evin eksikleri alınacak ve Giresun biraz gezilecek.
Turumuza Gazi Caddesi üzerindeki Etnoğrafya Müzesinden başlıyoruz.
Gazi Caddesinin dünü ve bugünü...

Çotanak heykelli havuzda bir hatıra fotoğrafı...
Sokakbaşı Mahallesinde korunmaya alınmış bir çok eski ev var, hepsi de çok güzel. Bir kısmı restore edilen bu evlerin umarım birgün hepsi restore edilir ve gelecek kuşaklara aktarılır.





Akşama misafirimiz var. İnsanın canı mangal çekince her koşulda mangalını yaratırmış, işte Şanser icadı mangalımız. Bu arada köftelerimiz çok güzel oldu, mangal ustamızın ellerine sağlık.

Dila adaşı Dila Özbay ile ilk kez karşılaştı.