Babam 'Seni bugün yaylaya götüreceğim' dedi. Açıkçası Darıdere maceramızdan sonra yolun zorlu geçeceğini düşündüm. Edremit'ten sonra Yenice yoluna girdik, bir süre kadar zeytinlikler arasında geçen yolculuk birden kendini çamlara bıraktı. Ben Edremit Körfezinin yeşilliğinin hep zeytinlik yeşili olduğunu sanırdım. Her taraf alabildiğine ormanlık, sürekli uyarı tabelaları var, ormana girmenin yasak olduğuna, ateş yakmanın yasak olduğuna dair. Yaz aylarında artan orman yangınları zaten içimizi yakmış durumda, buralara birşey olmasın bari diye düşünüyorum. Hava bariz serinledi yukarılara çıktıkça.
Yol üzerinde tek tük yemek yenecek yerler var, biz gözümüze 'Gülsüm Ananın Yerini' kestirdik. Gözleme ve çoban kavurma yedik, yanında da ayran. Hepsi çok lezzetli idi, Gülsüm Ananın ellerine sağlık. Ailecek işletilen bir yer, ayrılırken Gülsüm Ana izlenimlerimiz için hatıra defterlerine yazmamızı rica etti, şöyle bir göz attım, epey bir geleni gideni varmış.Dila hemen kendine bir salıncak buldu.
Yolumuza biraz daha devam ettik, Kalkım Köyüne geldik, ne var ne yok diye biraz gezindik, seyyar kuyumcuyu çok ilginç bulduk...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder