Travemünde'ye varınca hemen sahilin yolunu tuttuk. Ediz ve Dila mayolarını giyip kumlarda özgürce oynadılar, Sena ise oynamak yerine kumları yemeyi tercih etti.
Şansımıza hava kapalı idi, oysa Berlin'de günlük güneşlikti. Zaten soğuk olan Baltık Denizi suyu güneşsiz havada daha da soğuk geldi ve sadece Şanser kısa bir sürede olsa denize girme cesaretini gösterdi.
Canım dostum Yeşim'le çocuklardan fırsat bulunca kısa bir oturma molası verdik.
Kumsaldan ayrılıp merkeze doğru bir yürüyelim dedik. Yol üzerindeki hediyelikçiler fena sayılmazdı.
Yürüyüşün ardından karnımız acıktı ve deniz kenarındaki bir balık restorantına oturduk. Ben kalamar yemeyi tercih ettim.
Lübeck'in badem ezmesi çok meşhur. En ünlü badem ezmesi markası da Niederegger. Bu markanın Travemünde'de de bir şubesi var, limana karşı çok güzel bir mekan. Biz kafesinde badem ezmeli pastalarından yedik, kahve içtik. Mağaza kısmında da badem ezmesi satışı yapılıyor aynı zamanda.
Tatlı faslının ardından Travemünde'nin güzel limanını arkamızda bırakarak arabamıza doğru yürüdük.
Sahil Sepetleri(Strandkorb)
1 yorum:
Arzucuğum, çektiğin fotoğraflar zaten hep çok güzel.
Bu bölümdeki fotoğrafları da ayrı beğendim, özellikle kumsalda çekilmiş olanları, çok güzel.
Yorum Gönder