29 Haziran 2010 Salı

Giresun Kalesi

Giresun Kalesinden Giresun Adasının görünümü. Adaya çıkmak kısmet olmadı ama öğrendiğime göre manastır kalıntıları varmış. Ve efsanelere göre Amazonlar bu adada yaşıyorlarmış...




27 Haziran 2010 Pazar

Kukul Pide ve Andoz Kalesi

Espiye'ye giderken yol üzerindeki Kukul Pide'ye gidiyoruz bugün.



Peynirli, karışık ve kıymalı pideleri denedik. Ama Şanser'le en güzelinin kıymalı olduğuna karar verdik.
Yemek yedikten sonra biraz değişik biryerler görelim dedik ve hemen az ilerdeki Andoz Kalesi kırmızı tabelası dikkatimizi çekti. Yoldan geçen birine ne kadar uzakta olduğunu sorduk, yoldan 1 km kadar içerde olduğunu söyledi, görecek birşey var mı sorumuza karşılık olarak da kocaman bir 'Heccccc' cevabı aldık. Ama bu cevap içimizdeki macera ruhunu söndürmedi tabelayı takip ettik.

Tam sağdan mı gideceğiz soldan mı derken, panjur parçası üzerine yazılmış bu yol işareti imdadımıza yetişti. İnsanımızın yaratıcı gücünü her zaman takdir etmişimdir.
Arabayı parkedip merdivenleri çıkmaya başladık.

Merdivenler boyunca yavru bir köpek bize eşlik etti.
Kaleden manzara süperdi, bir tarafta Yağlıdere, diğer tarafta Karadeniz.




Bu muhteşem manzarayı görünce bu kadar çok merdiven çıktığımıza değdi dedik. Kimler tarafından yapıldığı belli bile olmayan bu eski kale bir kez daha yurdumuzda ne kadar çok tarihi eser olduğunu ama bunların değerlerini maalesef bilemediğimizi hatırlattı bize...

26 Haziran 2010 Cumartesi

Giresun'daki Favorimiz Alesta Cafe


Giresun'a geldiğimizden beri hava bir açık, bir kapalı... Ama bugün dışarı çıkmakta kararlıyız, hedef Alesta Cafe. Burası Giresun'a bu sezon açılan bir mekan, gerek dekorasyonu ve gerekse lokasyonu ile hemen dikkati çekiyor. Doğrusu oturup denizi seyretmek ayrı bir keyifli.

Günlerdir yağmur çok yağdığından dereler bol bol çamurlu su akıtıyor denize, yani bariz erezyon olayı.

Alesta Cafe'nin arkasında çok güzel bir çocuk parkı var.


Bizimkilerin keyfine diyecek yok, siparişlerini beklerken dinleniyorlar. Biz tüm yemekleri beğendik ama pizza ve dondurmalı künefeleri ayrı bir güzel.




Yemek sonrası parkta oynamaya devam. Parkın hemen yanında çam ağaçlarından oluşan güzel bir labirent var.




23 Haziran 2010 Çarşamba

Keşap Pazarı


Çarşamba günü Keşap'ın pazarı imiş, biz de yolumuz düşmüşken bir uğrayalım dedik.
Pazarda bol bol tavuk mantarı denilen bir cins mantar vardı. Aldık ve denedik epey lezzetli bir mantar imiş...
Değişik şehirlerin rögar kapaklarının fotoğrafını çekmeyi adet edinen ben, kolleksiyonuma bir yenisini daha ekledim.
Çeşit çeşit peynirler...
Fındık sepetleri...


Tahtadan yapılmış türlü ürünler...
Sena bu kılıcı çok sevdi ama biz onlara çok güzel sandalyeler aldık.



Giresun'a özgü dokuma kumaşlardan türlü giysiler...




Sena bu tezgaha dalıp kendine, ablasına ve tabii Nevva'sına! birşeyler aldı...

Eve gelince yeni el yapımı sandalyeleri ile keyifli bir yemek yediler...