26 Aralık 2008 Cuma

Evvelsi Gün ve Dün

Farklı bir kültürde yaşayınca o kültürün farklılıklarını da yaşıyor çocuklar. Ne de olsa Isabel Yengeleri Alman, böylece Sena ve Dila pek farkına varamasalar da evvelsi gün onun Noel bayramında hep birlikte idik. Aslında bizim için daha çok babaannemiz ve dedemiz Berlin'e geldiği için bayram oldu. Hepimiz çok sevindik...
Sena kuzenleri Berkay ve Meral'in taktığı çıngıraklı şapkayı çok sevdi, evin içinde kuzu misali dolandı. Dün de babaanne ve dedemizi Şevki Amcaların evinden alıp Charlottenburg Sarayı önünde kurulan Noel pazarına gittik ama hava 0 derece olunca pek gezemeden evimize geldik...


Bugün de evde geçti, hala tatil olduğundan ortalık pek sessiz, insan sıkılıyor. Neyse ki yarın heryer açılıyor...

22 Aralık 2008 Pazartesi

Coca Cola Noel Tırı

Bu haftasonu ne yapalım ne edelim derken Siegessäule civarında Coca Cola'nın düzenlediği bir aktivite olduğunu öğrendim. Coca Cola tırı kasım ayından beri Almanya turnesinde imiş, son durakda Berlin olacakmış. Belki değişik birşeyler olur diye gidelim dedik. Arabayı Brandenburger Kapısı taraflarında biryerlere parkedip yürümeye başladık olayın gerçekleşeceği mekana doğru. Bu arada biraz turist olalım diyip birkaç turistik fotoğraf da çekiverdik.

Coca Cola tırları görünmeye başladı. Her birinin içinde farklı aktiviteler vardı, kimisinde fotoğraf çekiliyordu, kimisinde Coca Cola ürünleri satılıyordu, kimisinde de çocuklar için el işi aktviteleri düzenlenmişti. Ama maalesef biz orada iken bunların hiçbiri başlamamıştı. Meğerse saat 2'de başlayacakmış tüm etkinlikler.

Siegessäule tarafına yaklaşınca etrafın çevrili olduğunu gördük.İçeri alırken insanların üzerini arıyorlardı. Ben turist Ömer misali fotoğraf makinem ile gezdiğimden güvenlik görevlisi bu alana fotoğraf makinesi sokmanın yasak olduğunu söyledi. Bu devirde böyle anlamsız bir yasak, ne mantıkla kimler tarafından alınmış doğrusu çok merak ettim, Cep telefonlarının bile süper fotoğraf çektiği bu devirde sanki o bölgede devlet sırrı saklı imiş gibi fotoğraf makinesi ve video kamera almıyorlardı.Dolayısıyla içeri giremedik.

Dönüşte krep yedik, Sena ilk kez tattığı Nutella'lı krepi çok beğendi.


17 Aralık 2008 Çarşamba

Noel Baba

Bugün Dila'nın anaokulunda Noel kutlaması yapıldı. Gerçi Almanların en sevdikleri bayramları olan Noel'e daha var ama okullar haftaya tatile gireceğinden bugün kutlama yapıldı. Dila gün boyunca okulda hediye verilecek diyip durdu. Saat 17'de tekrar okula gittik, Sena da geldi.
Çocuklar süpriz olarak veliler için 'Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler' oyununu hazırlamışlar. Dilamız da yedi cücelerden biri olmuştu. Bu Dila'nın ilk tiyatro oyunu oldu, başına tam olarak oturmayan kukeletası yüzünden çocuğum rolüne tam konsantre olamadı.

Senamız da ablasının sınıfındaki oyuncakları pek bir merakla inceledi, arada bir de sahneye atladı.
Oyundan sonra Noel Baba(bir veli!) çuvalından çıkardığı hediyeleri çocuklara dağıttı, ayrıca sınıf için de bir sürü hediye getirmişti.
Hediye faslından sonra masalara oturuldu, kurabiye yenildi, kakaolar ve kahveler içildi. Sena kendini büyümüş hissetti, hiç yabancılamadan abilerin ve ablaların arasına oturuverdi. Halinden çok memnundu.


Eve gitme vakti gelmişti ama Sena ayrılmak istemedi. Dila'nın aklına ise Noel Baba'nın ne ile okula geldiği ve diğer sınıflara da hediye verip vermediği takıldı...

9 Aralık 2008 Salı

Alba Berlin-Fenerbahçe Basketbol Maçı

Günler önceden biletimizi aldık. Sena'yı maça götüremiyeceğimizden evde bırakmak için organizasyon sağlandı. Dila'nın da ilk basketbol maçı olacaktı. Yarım saat öncesinde maçın oynanacağı salon olan O2 Arena'da idik. Şanser ve Dila gibi Fenerbehçeli olmayıp bir Türk takımı olduğu için destek olmaya gelen de çoktu. Güya Fenerbahçe takımını tutuyorum ama evde sarı lacivert hiçbirşeyim olmadığının farkına vardım bugün. Ben de milli takım formamız ile gittim maça. En son Şanser'le Alba Berlin-Efes Pilsen basket maçına gitmiştik, yaklaşık 4 yıl önce. Ve yenilmiştik.
Takımımız ısınmaya başladı.


Ardından oyuncular sırayla anons edildi.

İlk basketi biz attık ve ilk yarıyı da önde kapadık.

Keyfimize diyecek yoktu.

Dila her ne kadar yüksek sesten başım ağrıdı dese de müziğe dayanamadı ve dans bile etti arada. Ne oldu ise 2. yarı oldu ve maalesef yenildik. Ballı Alba Berlin, n'olcak!

8 Aralık 2008 Pazartesi

7 Aralık 2008 Pazar

Potsdamer Platz/Sony Center

Bayram temizliğim son güne kalınca evden çıkmamız biraz geç oldu. Hatta temizlikten önce poğaça bile yaptım, n'olur n'olmaz gelen giden olur diye. Aslında brownie de yapayım istemiştim ama vakit kalmadı.
Baktık Sena hanımın öğle uykusuna yatacağı da yok düştük yola. Hedef Potsdamer Platz. Her taraf ışıl ışıldı, özellikle Arkaden güzel süslenmişti. Bu Pazar da mağazalar açıktı.

Potsdamer Platz'da kurulan Noel panayırında çocuklar için fazla etkinlik yoktu, sadece dönen salıncak vardı. Bir de kayak pisti. Dila önce salıncağa bindi, Sena'nın uykusu geldiğinden midir nedir salıncağa fazla ilgi göstermedi.

Uzun kuyruğa rağmen Şanser ve Dila şişme tekerlekler üzerinde kayak pistinden de kaydılar. Daha sonra yolun karşısında yer alan Sony Center'a geçtik. Orayı da çok güzel süslemişlerdi.

Lego Discovery Center da Sony Center'da bulunduğundan onlar da süslemelere legolar ile katılmışlardı.

6 Aralık 2008 Cumartesi

Schneewittchen und Sieben Zwerge

Bugün Dila ile birlikte 'Schneewitchen und Sieben Zwerge(Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler)' isimli oyuna gittik. Dila tiyatroya gideceğimiz için çok heyecanlı idi, sabah erkenden uyanıp beni kaldırdı, tiyatroya geç kalacakmışız. Oysaki oyun saat 13:30'da başlayacaktı.
Neyse en sonunda tiyatronun oynanacağı salona vardık. Yerimiz gayet güzeldi, 2. sırada oturduk. Galiba Dila ilk kez Almanca bir oyun izlemiş oldu. Daha önce anaokulu ile birlikte gittikleri kukla tiyatrosunu saymassak tabii. Oyunda müzik de olduğundan pek sıkılmadı. Ama ne müzik, önde oturduğumuzdan mı böyle boğuk ve kötü geliyordu anlamadım. Nerde en son AKM'de gittiğimiz Heidi isimli oyunun müziği, nerde bu!
Velhasılı güzel sayılabilecek bir oyun izledik.
Bir de bugün 'Nikolaustag' idi. Yok ben hala Weihnachtsmann ile Nikolaus arasındaki ilişkiyi çözemedim. Şimdi bu Nikolaus da kırmızı giysili ve beyaz sakallı tonton bir amca. Ama 6 Aralık'ta geliyor ve uslu çocukların ayakkabılarının içine çikolata, şekerleme ya da hediyeler koyuyor. Almanca Wikipedi'de Nikolaus'un Türkiye'de Noel Baba ismi ile tanındığı yazıyor. Ve bir zamanlar Antalya'nın Kale ilçesinde yaşamış bir aziz olduğundan bahsediliyor. Diğer tarafta ise Almanya'da Noel gecesi gelen kırmızı giysili amcaya da Weihnachtsmann deniliyor. Bu işte bir karışıklık var ama...

30 Kasım 2008 Pazar

Weihnachtsmarkt(Noel Pazarı)


24 Kasım itibarı ile Berlin'deki tüm Noel Pazarları açıldı. Aslında pazardan ziyade panayır demek daha doğru olur sanırım. Çünkü lunapark, şans oyunları, içecek, yiyecek ve ufak tefek hediyelik eşyalar tarzı standlardan oluşuyor bu pazarlar. Biz de bu haftasonu Alexa AVM'nin etrafında kurulan panayıra gittik.
Dila, en sevdiği arabalarla açılışı yaptı. Ardından bu dönen salıncaklara binmek istedi. Çocuklar binmiyor, hem ne kadar yükseğe çıkıyor diyerek ikna ettik.


Çikolata kaplı meyva şişleri hoş görünüyordu. Dev mangallarda pişirilen 1/2 metrelik sosislerin kokusu her tarafa yayılmıştı ama tabii ki domuz etindendi.


Yine Noel panayırlarının klasiklerinden olan Glühwein(çeşitli baharatlarla pişirilen sıcak şarap) standları. Bizim favorimiz ise karamelize kavrulmuş badem.

Geçen sene çocuklarla birlikte dönme dolaba binme çılgınlığını gerçekleştirmiş ve yükseldikçe rüzgarın etkisi ile hem sallanmaya hem de üşümeye başlamıştık. Bu sene aynı cesareti! gösteremedik.Fenerlerle süslenmiş bu kısım çok güzeldi.Maalesef Senamız da ablasını izlemekle yetindi. Onun yaşına uygın bir aktivite yoktu.
Derken çıkışa doğru bulduğumuz bu arabalara bindirdik Senamızı da. O kadar çok sevdi ki; ilk turun sonunda direksiyona sımsıkı sarıldığından indiremedik. Derken ablası ile birlikte bir tur daha attılar.

Noele kadar Pazar günleri mağazalar saat 13:00-18:00 saatleri arasında açık. Biz de Alexa'yı gezdik biraz. Bir arkadaşımızın Alexa'da yeni açmış olduğu (Pilgrim) bijuteri mağazasına da hayırlı olsuna gittik. Aslen Danimarka markası imiş, çok güzel takılar vardı. Eve gelince internetten baktım meğerse İstanbul'da Kanyon'da dabir şubesi varmış bu markanın. Ne varsa Türkiye'de var zaten...

26 Kasım 2008 Çarşamba

Sena İle Gezinti

Önce sabah 9'da Dila'yı anaokuluna bıraktım, dışarısı 0 derece idi. Acaba Sena ile çıksam mı çıkmasam mı derken kalın giyinip attık kendimizi dışarıya. Hedef Potsdamer Platz'dı. Bizim evden trenle bir adet aktarma yaparak gidiliyor Potsdamer Platz'a. Vardığımızda saat 10'u geçiyordu. İki çocukla mağaza gezmesi zor olduğundan genelde birşeyler bakacak ya da alacaksam sabah saatlerini tercih ediyorum.

Ne zamandır banliyö trenine binmediğimizden Sena'nın çok hoşuna gitti. Bebek arabası ile seyahat ederken bol bol da asansöre bindik. Doğrusu bu asansörün kat düğmelerininin fotoğrafını çekmeden edemedim, ilk kez yarım katı da görmüş oldum.




Sabah erken saatler olduğundan Noel Pazarı(Weihnachtsmarkt) pek boştu. Biz de önce Potsdamer Platz Arkaden'e girdik, burası 3 katlı bir alışveriş merkezi. İçerisi şimdiden Noel için süslenmişti.
Arkaden'den çıkınca biraz pazardaki tezgahlara baktım, aslında hemen hemen geçen senenin aynı idi. Tahta oyuncaklar, tahta süsler, gümüş takılar, şekerlemeciler, krepci, kestaneci vs...
Milka'da bir stand açmıştı. Milka logolu çeşitli ürünlerin yanı sıra sıcak çikolata da satıyorlardı. Soğuk havada iyi gider diye düşündüm ama bildiğimiz sıcak kakao çıkınca biraz sükutu hayale uğradım. Ben gerçek sıcak milka çikolatası içmeyi ummuştum. Sena da sıcak sıcak diyerek kakaodan birkaç yudum içti. Soğuk hava mı çarptı ne dönüş yolunda uykuya daldı...