21 Eylül 2008 Pazar

Sena Kamış İle İçmeye Başladı/Welt Kinder Tag





Sena dün ilk kez kamış ile su içmeyi başardı. Daha önceki denemelerimiz başarısızlıkla sonuçlanmıştı.Dün de önce üfledi, sonra kendi kendine güldü. Dila ve benim üflemeyeceksin, hüpppp diye çekeceksin tezahüratlarımız karşısında kamışla içmeyi başardı. O kadar çok hoşuna gitmiş olmalı ki dünden beri herşeyi kamışla içiyor. Bu sabah kahvaltıda da portakal suyunu kamışla içti...

Bugün iftara arkadaşlarımız gelecekler. Hem çocuklarla bir günde tüm yemekleri yetiştirmek zor olur diye, hem de bugün Potsdamer Platz'da gerçekleşen Welt Kinder Tag etkinliğine gidebilelim diye dünden yemek yapmaya başladım. İftar yemeğinde insan çok çeşit olsun diye ayrı bir özeniyor. Çorba olarak yoğurt çorbası yapayım dedim. Ben normalde yoğurt çorbasını nedense hiç tutturamam. Şansıma Ramazan'da yaptığım yoğurt çorbalarım kesilmiyor derken dün gece yaptığım çorba birden kesiliverdi. Ben bu işten birşey anlamadım, ne yapıyordumda kesilmiyordu? Dün ne yaptım da kesiliverdi. Derken hırs yaptım, bir kez daha çorba pişirdim ve rezalet o da kesilivermez mi! Gecenin 12'si olmuş, bir çorbayı tutturamıyorum. O sinirle internete girip yoğurt çorbasının kesilme nedenlerine bakayım dedim, herkes farklı bir yorumda bulunmuş. Nedense tuzunu kaynadıktan sonra katın yorumu aklıma yattı, 3. denemem bu sayede mi desem yoksa tesadüfen mi desem başarılı oldu.


Saat 13:00 gibi Potsdamer Platz'a vardık. Epey bir kalabalık vardı, tüm etkinlikler ücretsiz olduğundan hepsinin önünde upuzun kuyruklar oluşmuştu. Dila trambolinde zıplamak istedi ama en uzun kuyruk ondaydı...






Alba Berlin takımının maskotu martı(sanırım) ile karşılaştık





















Bir otelin standında bu şirin arkadaşlarla şezlonglarda poz verdik. Bu arada İstanbul'da unuttuğumuz Mini'miz de nihayet Şevki Amca ile İstanbul'dan döndü.

Dila, Schmidt oyun firmasının standında yaşıtı bir kız ile yarıştı. İkisine de aynı yapbozdan verdiler, amaç önce tamamlamak. Yarışta şike vardı, kızın abla ve annesi tamamladı yapbozu neredeyse. Ama Dilamız ödül olarak güzel bir yapboz kazandı.

Çocukların çalıştırılmasına karşı olan bir afişle poz verdik.

Zaten bu etkinliğin teması 'Çocuk Hakları' idi.

















Etkinlikte büyük bir alanı da
organik ürünlerin tanıtıldığı standlar
kaplıyordu.




















XXL Donut da böyle oluyormuş!







Eve gelince hemen mutfağa girdim, bir yandan da sofrayı hazırladım. Dila da bana sofra kurmada yardımcı oldu.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

O çorbayı hep yaparım arkadaşım ve hiç kesilmemiştir. Neden bilmem. Ama ben de tuzunu en son koyuyorum söyliyim. Belki ondandır. Bir de yoğurdu asla doğrudan çorbaya dökmem; pirinçler az suda haşlanınca, ayrı bir kapta 1 yumurta, bolca süt ve yoğurt, 1-2 kaşık unu mixerle iyice çırparım. Sonra da kaynayan pirinçlere katarım.
Bu arada, salondaki masa yeni mi? Mutfaktaki mi?

Gezgiçler dedi ki...

Bilmez olur muyum, bir kez ictim senin yogurt corbandan, acayip lezzetli idi. Ben de dedigin gibi sonradan koydum ama tuz olayina takildim valla.
Evet, mutfaktaki masayi salona koyduk:-)