7 Haziran 2009 Pazar

Hamburg Gezisi - 1. Gün

Hamburg, Almanya`nin ikinci büyük sehri ve bir liman sehri, aslinda denize kiyisi yok ama sehrin icinden gecen Elbe Nehri Kuzey Denizi`ne akiyor. Sehir hakkinda arastirma yaparken Avrupa`nin en cok köprüsüne sahip sehri de oldugunu ögreniyorum ayni zamanda. Hamburg´da yaklasik 2500 adet köprü varmis, köprüler sehri olarak bilinen Venedik`te sadece 400, Amsterdam`da ise 1200 köprü bulunuyormus.
Biz de bu köprüler sehrine mini bir gezi yapalim diyoruz.
Pazar sabahi saat 08:23`de Hamburg`a dogru yola cikacak olan trenimiz icin önce Berlin Hauptbahnhof(Ana tren istasyonu)´a gittik. Hep banliyö trenleri ile gectigimiz bu istasyonun ne kadar büyük olduguna sasmamak gerek.
Adeta havaalani gibi bir sürü tren gelip gidiyor. Görebildigim kadari ile 3 ayri katta tren peronlari mevcut. Icinde neredeyse alisveris merkezi kadar magaza mevcut. Daha trenimizin gelmesine vakit vardi, biz de bu vakti kahvalti ederek gecirdik. Trenimiz en alt kattaki peronlardan kalkacakmis. Biletimizde 1 numarali vagonda 60 küsürlü koltuklarda seyahat edecegimiz belirtilmisti, tam da bu tren sagdan mi gelecek, soldan mi, 1. vagon nerede duracak, koltuklarimiz vagonun basinda mi sonunda mi diye düsünürken bu tabela imdadimiza yetisti. Almanlara bir kere daha gicik oldum, ya bu insanlar bu kadar sistemli mi olmak zorunda. Ne güzel herkes vagonun arasa, karmasa olsa ortalik, yok adamlar o saatte gelecek olan ICE `nin minik semasini cizmisler, bulundugun perona göre ne taraftan gelip ne tarafa gidecegini göstermisler ve seyahat edecegin vagonun peronda isaretlendirilmis olan A,B,C,D,E ya da F harflerinden hangisinde duracagini da belirtmisler, giciklar iste gicik...
Bu da yetmezmis gibi Berlin-Hamburg ICE(hizli tren) raylarinda yapilan bakimdan kaynaklanan olasi gecikmelerden dolayi defalarca özür dilemisler, bu bakim ve kisaltma ile Berlin-Hamburg arasi hizli trenle 90 dakikaya inecekmis.
Ve Dila`nin tabiri ile beyaz trenimiz nihayet geldi, ailecek ilk kez ICE`ye binecegiz. Sema sayesinde hemen koltuklarimizi bulduk, bebek arabasi ile binmek, arabaya yer bulmak hic sorun olmadi.
Yolculuk basladi...


Biraz da treni mecburi gezelim bari, Sena icin alt degistirme yeri ariyoruz. Burasi restorant ve büfe kismi.
Alt degistirmek icin vagonumudan uzak bir vagonda yer bulduk. Yaklasik 2 saat 20 dakikalik yolculuktan sonra Hamburg`dayiz. Dogrusu Berlin Hauptbahnhof´tan sonra burasi cok köhne geliyor. Otelimiz buraya yaklasik 1 km uzaklikta, yürüyelim diyoruz. Otele yerlestikten sonra bu seferde Alster Gölü kenarindan tekrar merkeze yürüyoruz, bu arada yagmur yagmaya basliyor. Hedefimiz Elbe Nehri kenarinda bulunan Landungsbrücke. St. Pauli metro istasyonunda indik. Sakincali cadde Reeperbahn`da bulduk kendimizi.Cadde ayni zamanda bircok müzikale de ev sahipligi yapiyor.Landungsbrücken`e dogru inerken sakincali sokaklar...Landungsbrücken böyle bir sürü köprüden olusuyor. Elbe Nehri ya da Alster Gölü tekne turlari da buradan kalkiyor.

Gecikmis bir ögle yemegi yiyoruz Landungsbrücken`deki bir balik restorantinda. Sena`da misil misil uyuyor, onun icinde balikli sandvic aldik, uyaninca yer diye. Tekrar St. Pauli´ye cikiyoruz. Burada Almanya´nin en eski(125 yil önce acilmis) balmumu müzesi var. Panoptikum`da su an 120 tane figür mevcutmus.Julia Roberts biraz kilolu mu olmus ne?

Figürlerin bir kismi 1940`li yillarda yapilmis.

Turist bol bol yürür, biz de St. Michaelis kilisesine kadar yürüyoruz.

Kilisenin ici restorasyonda bu yüzden salonuna giremiyoruz. Kilisenin 82 metre yükseklikteki kulesine cikip sehre kusbakisi bakiyoruz.

Bu sefer 6 numarali otobüse binip Rathaus(Belediye Binsi) önünde indik. Yagmur yeniden basliyor gibi.

Rathaus yakinindaki bu anitta "Sehrin 40 bin evladi sizin icin hayatlarini verdiler 1914-1918" yaziyor, 1. Dünya Savasi icin yapilmis bir anit olsa gerek.

Alster Gölüne acilan kanallarin kenarina kurulmus kafeler, hava soguk olunca hic de cekici görünmüyor.

Kisa bir mola...

Kehribar tasindan yapilmis takilar.

Hava düzelecek gibi degil, yagmur siddetini arttirdi. Biz de 6numarali otobüse tekrar binip otelimize dönüyoruz...

2 yorum:

Reyhan dedi ki...

Ay sakıncalı cadde, sakıncalı sokak da ne demek? Gizli bir şifre mi bu? Dazlaklar terör mü estiriyor, yoksa hayat kadınları para mı kazanıyor? Açıklama bekliyoruz...
:)

Gezgiçler dedi ki...

Aynen öyle, yani 2. sik. Amsterdam´daki Red Light Street in benzeri ...