LEGOLAND

Öncelikle 8 kişi, 3 bebek arabası ve 2 adet bavulu bir arabaya sığdıramıyacağımızdan bu yolculuk için bir minibüs kiraladık.

Sabah daha hava aydınlanmadan 4:30 gibi yola çıktık. Çocuklar Legoland'a gitmenin heyecanı ile bir anda ayılıverdiler. Legoland'ın bulunduğu şehir olan Günzburg-Berlin arası yaklaşık 630 km. İlk molamızı bir benzin istasyonunda verdik ve kahvaltımız için taze ekmek aldık. Bir an evvel hedefe ulaşmak için minibüste sandviçlerimizi hazırlayarak yolumuza devam ettik.

6,5 saatlik bir yolculuğun ardından Legoland'a vardık.

Haritadan bakarak, bir yeri atlamadan gezmeye çalışarak turumuza başladık.

İlk olarak hızlı trene binerek kötü bir başlangıç yapsam da devamı güzeldi... İşin ilginç yanı Dila hiç korkmadı.Sanırım sezon tam olarak başlamadığından fazla kuyruk beklemeden istediğimiz araca bindik. Şansımıza hava da Almanya için bu mevsimde oldukça güzeldi...

Oyun parklarından birinin girişi

Korsanlar Dünyası

Özder Ailesi korsan oldu...

Yemek molası

Duplo Parkı

Ufaklıklar yoruldular

Şato

Bizimkiler şovalye oldular

Kahve ve kek molası

Berkay ilk ehliyet sınavında, az sonra Legoland ehliyetini alacak

Lego fabrikasında bir lego taşının nasıl imal edildiğini öğrendik

Miniland

Lego Ailesi ile vedalaşırken

Legoland o gün 19'da kapanıyordu. Bizim çıkmamız 18:30 civarını buldu, hepimiz çok yorulduk.

• Legoland'ın giriş ücreti büyüler için 30, çocuklar için 26 €. Bu ücreti ödedikten sonra tüm araçlara istediğiniz kadar binebiliyorsunuz.
• İçerde türlü damak tatlarına uygun restorantlar var, biz şnitzel restorantını tercih ettik.
• Salata, patates ve tavuk şnitzelden oluşan tabak yaklaşık 9 €.
• Bizim gibi bebeklerle gelen aileler için Hipp sponsorluğunda bir bebek bakım ve oyun evi var. Buradan Hipp'in çeşit çeşit mamalarından da satın almak mümkün.
• Bir sürü de Lego mağazası var ama fiyat iç piyasa ile aynı, hatta bazı ürünleri iç piyasada indirimli olarak satın alabiliyorsunuz.

Neu Ulm'deki otelimizin yolunu tuttuk(Legoland'dan 30 dk uzakta). İnternetten yaptığım uzun araştırmaların sonucunda Mövenpick Hotel Neu Ulm'da karar kılmıştık.

Tuna Nehri şehrin içinden akıyor ve Ulm ile Neu Ulm şehirlerini birbirinden ayırıyor.

Ulm şehrinden bir görünüş(Ulmer Münster'in kulesi arka planda görünüyor)

Özder Ailesi Tuna Nehri üzerinde

Otele yerleşme faslının ardından Neu Ulm'den yürüme mesafesi uzaklığındaki Ulm şehrine geçtik. Almanya'nın Kara Ormanlarında doğarak Karadeniz'e dökülenTuna Nehri'nin ne kadar hızlı aktığına şaşırdım. Buraya kadar gelmişken Ulmer Münster'i de görelim dedik. Bu kilisenin kulesi 161,53 metre yükseklikle dünyanın en yüksek kilise kulesi imiş.

Turun ardından yarın sabah da erken kalkacağımızdan otelimize döndük.